(Bu yazı 15 Nisan 2021 tarihinde kaleme alınmıştır)
Bir buçuk yıldır insanlık zor zamanlardan geçmektedir.
Salgın ile birlikte alışmış olduğumuz tüm alışkanlıklarımız ani bir değişim ve dönüşüm yaşamaktadır ve yaşayacaktır.
Bu değişim ve dönüşümün hızlı bir şekilde yaşadığı alanlardan en önemlisi insanlığın en temel ihtiyacından biri olan eğitimdir.
Salgın ile birlikte okulların kapanması ve online eğitimin merkeze alınması ile öğrenciler, veliler, öğretmenler sudan çıkmış balık gibi ilk başta neler yapacağını öngöremediler.
Hatta birçok eğitimci bu sürecin yakın bir zamanda biteceği ve tekrar sınıflarımızda bulunacağı ve alışmış olduğumuz eğitim öğretim yöntemlerine döneceğimizi dile getirip ilk başta yaşanılan durumu çok önemsemediler.
Ancak her geçen gün değişim ve dönüşümün hızı ile bu beklentimizin yerine Online eğitim, Zoom, Tablet PC, EBA vb. terimleri eğitim hayatımızda bir kaçını ilk defa veya var olanları da daha fazla kullanmaya başladık.
Durum böyle iken bu süre zarfında özellikle özel okullarda ekonomik, akademik beklentiler üzerinde haberlere konu olan birçok sorun ile karşılaşıldı ve birçok kurum tarihteki sonu yaşayarak yeni dönem başlangıcında kapanmak zorunda kaldı.
5-6 Nisan günü Gaziantep'te gerçekleşen ve EGEBİL EĞİTİM GRUBU tarafından düzenlenen Geleceğin Öğretim Zirvesinde eğitimci Faruk Tatar'ın yaptığı sunumların bir bölümünde pandemi sonrası bazı istatistik bilgiler paylaşıldı;
Bu bilgilerde pandemi sonrası 936 okulun kapandığı ve yaklaşık 450 bin öğrencinin özel okullardan ayrıldığı ve yaşanılan kaotik ortamdan kaynaklı sektörün 10 Milyar TL zarar ettiğini ve değişim ve dönüşümü yakalamayan kurumların bu olumsuz tabloyla karşılacağını dile getirdi.
Peki, salgının ne zaman bitip bitmeyeceği belli değilken ve yaklaşık bir buçuk yıldır eğitim öğretimde yaşanılan aksaklık ile birlikte kaybedilen zamanın telafisi ve değişim ve dönüşümlerin devam edeceği düşünülürken 2021-2022 eğitim öğretim yılında ve sonrasında özellikle özel okul sektöründe ve eğitimde neler olacak?
Bu sorunun en önemli cevabını geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk vererek pandemi sonrasında dahi HİBRİT dediğimiz eğitim modelinin devam edeceğini dile getirdiler.
Buradan şu sonucu görebiliyoruz.
Bugün yaşadıklarımızı yarın daha profesyonel bir şekilde yaşayacağız.
Böyle bir durumda da 4.NESİL dediğimiz eğitim ve öğretim tasarımı ile şekillenen ve merkezine Yeni Nesil Öğretmen (kendini çağın bilgi birikimi ile donatmış ve tamamen akademik olmayan her alanda kendini yetiştirmiş) ve kitlesellikten öte bireyselliği ön plana almış bir yaklaşım hâkim olacaktır. Bu durumun gerçekleşebilmesi de ancak kendi kurumsallığını tamamlamış ve eski yanlışları doğru olarak görmeyen eğitim kurumları tarafından gerçekleşeceği aşikârdır.
Geçmişten günümüze özellikle özel okullarda velilerin okul tercihindeki soruları düşündüğünde değişimin ve beklentilerin hızını görebiliyoruz.
Velilerin sorduğu sorulardan aklımızda kalan bazı sorular;
Okulunuzun akademik başarısı nedir?
Bu soru daha sonra şu şekle dönüştü.
Okulunuzun akademik başarısı nedir?
*Dil öğretim programınız nedir?
*Teknolojik alt yapısı nedir?
Ancak Pandemi ile birlikte sorularda çeşitlilik başladı ve muhtemelen şu sorular soruluyor ve sorulacak;
Dijital alt yapı ve yapay zekâ tabanlı eğitim öğretim programınız var mı?
Öğretmen kriterleriniz nelerdir?
Rehberlik hizmetleriniz nelerdir? (Özellikle pandemi sürecinde ortaya çıkan okula uyum, öğrenme isteksizliği, teknoloji bağımlılığı vb.)
Okulun hijyen kuralları?
Kurumsal kimlik? (Kapanan kurumların birçoğu kurumsallığını tamamlamamış kurumlardan oluşuyor!)
Uluslararası network durumunuz nedir?
AR-GE çalışmalarınız nelerdir?
Beceri eğitim programlarınız nelerdir? Vb. Daha birçok yeni soru.
Bu sorular ilerleyen günlerde daha da artacağı ve çağın ihtiyaçları doğrultusunda değişeceğini şimdiden öngörebiliyoruz.
Durum böyle iken velilerimize şunu açık bir şekilde söyleyebiliriz.
Yaklaşık bir buçuk yıldır kaybedilen zaman varken yeni dönemde de kaybedilecek yeni zamanın olmadığı ve çocukları için seçim yaparken çağın ihtiyaçlarına cevap verecek kurumları tercih etmeleri kaçınılmazdır.