Kalem Medya Gazetesi olarak bu hafta Bademi, Bademin ekonomi için önemini ve Badem üreticinin talep, sorun ve görüşlerine yer verdik.
Kalem Medya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Orhan Karakaş, Kâhta İlçesi Sert Kabuklu Meyve Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Sena Yıldırım ile bir röportaj yaparak Bademin geleceğini konuştu.
Kâhta’nın dolayısıyla Adıyaman yöresinin Badem diyarı olduğunun altını çizen Yıldırım, gelinen süreç itibari ile Badem konusunda zor günler geçirdiklerini belirtti.
Yıldırım Tarım Bakanlığına seslenerek, Bademin yörenin ekonomisi noktasında çok büyük bir öneme sahip olduğunu ifade edip, üreticinin önündeki gümrük vergisi konusunda iyileştirmelerin yapılmasının aciliyet teşkil ettiğini söyledi.
Son yıllardır gümrük vergisinin düşürülmesi ve desteklerin düşük olmasının Badem sektörünü zora soktuğunun altını çizen Yıldırım, Karakaş’ın sorularını yanıtlayarak şunları söyledi:
“MEMLEKETİMİZ KÂHTA’YA BİR ŞEYLER KATABİLMEK İÇİN GELDİM”
Kâhta’ya gelişimin ana nedeni ise memleketimize olan bağlılığımız ve bu anlamda bir şeyler katabilme adına olmuştur.
Süreç içerisinde araştırmalar yaptım. Mesai dışında imkânlar ölçüsünde birkaç iş ile uğraş vermeye başladım. Tabi ki her gün yeni tecrübeler edendim.
Derken 2004 yılında ilçemizde görev yapan Kaymakamımız Sayın Yakup Canpolat’ın önerisi ile tarımsal alanda yola koyulduk. Yakup Bey iyi bir gözlemci ve toplumun dinamiklerini bilen bir mülki amirdi. Ne yapacağına da doğru karar veren birisiydi.
Bilindiği üzere o dönemler ilçemizin en büyük gelir musluklarından olan Tütün kapanmıştı. Sayın Kaymakamımız Tütüne alternatif ürünler noktasında istişarede bulunmuştu. Ben de süreç içerisinde gerekli araştırmaları yaptım. Birkaç ürün üzerinde yoğunlaştım.
“ALTERNATİF ÜRÜNLER ÜZERİNDE ÇALIŞMALAR YAPTIK. BADEMDE KARAR KILDIK”
Bu çalışmalardan bir tanesi Mini Sera Projesiydi.
Bunun yanında Pavlonya Ağacı getirdik. Kurumlara 2 bin adet dağıttık. Yine Badem, Zeytin ve Fıstık üzerine bir çalışma yaptık. Deneme yanılma döneminden sonra Bademin bölge için çok daha yararlı olacağına kanaat getirdik.
2009 YILINDA İLK Badem Bahçemizi kurduk.
“NEDEN BADEM DİYE SORULURSA”
Neden Badem diye sorulursa, şöyle cevap verebilirim. Bölgemizde aslında çok ürün yetişir. Mevsimler uygundur. Bakıldığında Zeytin de bölgemizin ürünüdür. Fıstık da yöremizin ürünüdür. Badem de öyle. Ama bölgemizde yabanisi yetişen iki ürün var. Bir yerde yabanisi olan bir ürün varsa, orası o ürünün anavatanı sayılıyor. Yöremizde Bademin yabanisi var. Fıstığın da yabanisi yetişiyor. Fıstık ve Zeytin çok uzun vadeli bir yatırım ürünüdürler. Badem bunlara göre daha erken yetişen ve ürün alınabilen bir ağaçtır. Badem de ayrıca toprak seçme diye bir tercih yoktur. Her toprakta yetişiyor. Engebeli yerlerde düz yerlerde yetişiyor. Sadece toprağın sulak olmaması önemlidir. Bademde 5. yılından itibaren ekonomik olarak ürün elde ediliyor. Memleketimizin de hızlıca alternatif bir ürün alma ihtiyacı vardı. Derken ilk bahçelerimizi Tuğlu köyü Gevozi 2009 yılında kurduk.
“BADEM BAHÇELERİ KURDUK. İLK ÜRÜNLERİMİZ 2013 YILINDA PAZARA ÇIKTI”
Bizler ilk Badem bahçelerini kurduğumuzda, Kâhta’da toplam 500 dönüm ya vardı ya yoktu. Süreç içerisinde Adıyaman genelinde 2013 yılında 2 bin 800 dönüm Badem bahçesi vardı.
İlk bahçelerimizden 2013 yılında ürün almaya başladık.
Genel tablo dâhilinde baktığımızda o dönemler eğer ki küçük bir ürünün varsa 3. sınıf tüccarla muhatap oluyorsun. Ürünü büyütmemiz gerektiğine inandık. Dolayısıyla böyle bir çalışma yaptık.
“ÜRETİCİLER OLARAK 2014 YILINDA KENDİ BİRLİĞİMİZİ KURDUK”
Kendi ürünlerimizi değerli kılabilmek adına 2013 yılında birlik kurma ile ilgili bir çalışma başlattık. 2014 yılında Kâhta İlçesi Sert Kabuklu Meyve Üreticileri Birliğimizi kurduk. 16 kişi ile yola çıktık. Ancak 16 kişiyi bir araya getirmek de öyle kolay olmadı. Yöremizin şartlarını biliyoruz. İnsanlar risk almak istemiyordu. Bu bağlamda taşın altına elini sokan ilk kişi oldum. Sağ olsunlar diğer arkadaşlarımızın da destek ve emekleriyle çatımızı kurduk.
“BİRLİĞİ KURDUKTAN SONRA KISA, ORTA VE UZUN VADELİ PLANLAR ÜZERİNDE DURDUK ”
Birliği kurduktan sonra kısa, orta ve uzun vadeli planlar üzerinde durduk.
Aylık düzenli olarak toplantılar gerçekleştirdik. Neler yapabiliriz? Neler yapmalıyız? Diye beyin fırtınası yaptık.
2015 yılında şöyle bir konuşma yaptım;
Daha önce Pamuğun başına getirilenler acaba Bademin de başına getirilir mi?
Çünkü Pamuk çok iyi bir gelir ürünü iken, insanlar 4 yıl para kazandı. 5. yıl hepsi iflas etti. Bir biri ardına Çırçır Fabrikaları kapandı. Yöremizde iyi hatırlıyorum 7 tane Çırçır Fabrikası kapanmıştı.
Sebeplerine baktığımızda gümrük vergisi indirimi uygulaması ve buna bağlı olarak ithalin önünün açılmasıdır. Ben de o dönem arkadaşlarımıza dedim ki korkmayınız. ABD Bademin sahibidir. Amerika kendi Bademcisini ezdirmeyeceği için biz de ezilmeyeceğiz dedim.
Ancak gelin görün ki üretim maliyetlerimiz kat kat arttı. Badem fiyatları ise 2013 yılında Fındığın 2 TL fazlası iken, bugün Fındık 85 TL’dir. Badem ise 45-55 TL arasıdır. Gümrük vergisi üründe % 43’lerden Yüzde 15’lere düşürüldü. Sonra Yüzde 2’ye düşürüldü. Neden yapıldı bilmiyoruz.
“KÂHTA’DA BİN 71 AİLE BADEMCİLİK İŞİ YAPIYOR”
Biraz istatistik veriler vermek gerekirse 2021 Adıyaman’ın en yüksek seviyede Badem piyasaya sürdüğü bir yıl olmuştur.
2009-2023 yılları arasında baktığımızda sıfır Badem üretimi olan ilimiz Türkiye’de birinci sıraya oturmuştur. Hem üretimde hem de alanda durum budur. Şunu net bir ifadeyle dile getirebilirim ki Badem konusunda Türkiye genelinde Kâhta öndedir. Daha önceki yıllarda her sene için 4 bin, 5, bin hatta 8 bin dönüm Badem dikimi oluyordu.
Son iki yıldır dikimler az olmaktadır. Bin dönümü geçmiyor. Şu an 108 bin dönümdeyiz. Yani 4 milyon 300 bin Badem ağacımız var.
Kâhta’da bin 71 aile Bademcilik işi yapıyor. Ve düşünün 10 binlerce işçi çalışıyor. Dolayısıyla istihdama da çok büyük katkısı vardır. Badem sektörü gelişti. Bununla bağlantılı olarak OSB’de fabrikalar kuruldu. Baktığımızda yöremizde Badem bahçeleri çoğaldıkça insanlarımız başka şehirlere giderek ekmek için ırgat olmaktan kurtuldular.
"ÜRETİCİLERİMİZ İÇİN BİRÇOK PROJE HAZIRLADIK"
Süreç içerisinde çalışmalarımız kapsamında üreticilerimiz için birçok proje hazırladık.
GAP İdaresi ile birlikte çalıştık. Çiftçilerimizi şehirlere götürerek, bahçelerde gezdirdik. İnceleme araştırma ve gözlemleme imkânı buldular. Ve üreticilerimiz bu safhada öğrendiklerini kendi bahçelerinde uygulamaya koydular. Başarılı olduk. GAP İdaresi ile yaptığımız proje bizim için dünyaya açıldığımız kapı oldu.
Birlik olarak çiftçilerimizi her geçen gün bilinçlendiriyoruz. Bunun yanında makine ekipman temini sağlıyoruz. Hibeli projelerle finansman desteği sağlıyoruz. Bugüne kadar 46 tane makine dağıttık. 1135 adet çift katlı arılı kovan dağıttık. Traktör hibeleri çıkarttık. Özetle çok işler yaptık.
“YÖREMİZDE YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMALARLA BADEM ÇEŞİTLERİNİ ARTIRDIK”
Yöremizde yaptığımız çalışmalarla Badem çeşitlerini artırdık.
Kendine verimli olan çeşitlere yöneldik. Şu an en yaygın olarak Laurenne Bademi çeşidi üzerinde dikim ve üretim söz konusudur. Bu ağaç türü arı olsa da olmasa da kendi döllenmesini yapıyor. Yağışlı havada da döllenmesini yapıyor.
Yine Vairo Badem çeşidimiz var. Marta var. En fazla Laurenne birinci sıradadır. Bunun hem verimi yüksektir. Hem de randımanı çok iyidir.
“BADEM ÜRETİCİSİ OLARAK SON İKİ YILA KADAR ÇOK MEMNUNDUK.
DESTEK ŞART”
Badem üreticisi olarak son iki yıla kadar çok memnunduk.
2021 Yılanda hasada başlamak üzereyken Temmuz ayında ithalat gümrük vergileri % 2’ye düşürülünce hepimizin kolu kanadı kırıldı. İthal Badem neredeyse bedavaya geliyordu.
2013 Yılına döndüğümüzde ithalatçı bir ton Badem ithalat etmek için 3 bin dolar gümrük vergisi öderken yapılan değişiklikle bu oran 138 dolara düşürüldü. İtiraz ediyoruz ama bizi duyan, gören olmadı.
Bakınız bir örnek vereyim. Ben geçen hafta Hırvatistan’daydım. Badem üreticisi eğer konvansiyonel üretim yaparsa dönümde 100 Avro destek alıyor. Eğer bunu organik yaparsa 200 Avro destek alıyor. Bu rakamla bir dönümün maliyeti çıkıyor. Dolayısıyla ya vergilerde bir düzenleme yapılmalıdır. Ya da ciddi bir destek sağlanmalıdır. Dışarıdan Bademin gelişini zorlaştırmak lazım ki yerli üretici yaptığı işinden bir şeyler anlasın. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Türkiye’de ise Badem desteklemelerine baktığımızda halen diğerleri grubunda yer alıyor. Kendi adında bir destek söz konusu değildir. Bir ismi bile yok. Hani denir ya işte Fındığa şu kadar, Arpaya, Buğdaya şu kadar destek diye, Bademde bu yoktur. Son rakamlar olarak Bademe dönüm başı 84 TL destek veriliyor. Oysa maliyetlerimiz kat kat artmıştır.
Tekrar altını çizmek gerekirse Bademde en büyük sıkıntımız gümrük vergilerinin düşük tutuluyor olmasıdır.
“KÂHTA BADEM DİYARIDIR DEMEYE DEVAM EDELİM”
Kâhta Badem diyarıdır demeye devam edelim.
Geçen sene yaklaşık olarak bin dönümlük Badem bahçesi söküldü.
30 bin ton kapasitemiz varken, bu sene 15 bin tonu ya bulabiliriz ya bulmayabiliriz. Bunda en büyük etken üretici bahçesine bakmaya bıraktı. Son iki yıl girdiler çok arttı. Gümrük vergisi ithalatçılar için düştü. Dolayısıyla sıkıntımız çok büyüktür.
Şunu ilgili mercilere belirtmek istiyorum eğer ki sesimizi duymazlarsa bu sene 5 bin 6 bin dönüm civarında Badem bahçesi sökülecektir. Üretici şu an ince bir ipin üzerindedir. Ya düşecektir ya da devam edecektir. Badem bitmesin diyorum. Lütfen Bademe kıymayın.
“KALEM MEDYA GAZETESİ OLARAK SİZLERE ARAŞTIRMACI VE SORUNLARA OLAN DUYARLILIĞINIZDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Kalem Medya Gazetesi olarak Orhan Bey şahsınızda sizlere araştırmacı ve sorunlara olan duyarlılığınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Başarınız daim olsun.
Emek veriyorsunuz. Her alandaki sorunları gündeme taşıyorsunuz. Bu da bizleri mutlu ediyor.
Bir kez daha sizlere başarılar diliyorum.
HABER / RÖPORTAJ: ORHAN KARAKAŞ